Ah yokum artık ben bu oyunda
Ne kazanabildim ne kaybettim
Çekiliyorum öylece bir kenara
Ne anlaya bildim ne anlata bildim
Vazgeçtim artık savaşmaktan
Çok yoruldum be hayat, artık anla
Sessizliğin içinde kendimde kayboldum
Ne bulabildim ne de buluna bildim
Biliyorum bu hiç olmadı
Öylece bir köşeye çekilmek,
Evet bende gayet farkındayım
Ama gücüm kalmadı artık
Bak ne savaşa bildim ne barışa bildim...
En sonunda tamamen tükendim
Ne ruhum kaldı geriye
Ne hayallerim
Yarınlar mı onlar çok uzak ufuklarda
Ne varabildim ne de uzanabildim...
İzleyiciler
30 Aralık 2017 Cumartesi
4 Aralık 2017 Pazartesi
Değişen Zaman ve Değişen İnsanlık
Hızla akan zamana ayak uyduruyor insanoğlu. Her gün yeni bir teknoloji gelişmenin haberleri yankılanıyor kulaklarımızda. Bir çoğu insanın yaşamını kolaylaştıran bu teknolojik ürünler devamlı çeşitlilik gösteriyor ve kendi içinde de dinamik bir yapıya sahipler. Dünün teknolojisi artık bugüne ayak uyduramıyor hatta deyim yerindeyse bir saat önce bulunan ile şu anda buluşu gerçekleşen arasında bile dağlar kadar fark oluyor. Devamlı kendisini yeniliyor insanoğlu artık yetişmekte gerçekten zorluk çekiyor. Ne kadar tuhaf değil mi kendi bulduğunuz, yaptığımız teknolojiye ayak uyduramayacak duruma geldik.
Peki teknolojinin insan yaşamında olan etkisine bir de farklı bir acıdan bakalım mı ne dersiniz?
Televizyon, telefon, bilgisayar, cep telefonu, tablet derken insan artık çevresinden adeta koptu ve asosyal bir yaşama doğru, etkileşimin sıfıra yakın olduğu bir yere doğru sürüklendi. Çevresi ile bağlarını koparan çocuklar adeta toplum hayatında yeni bir sayfa açtı.
Düşünün bir eskiden tüm sokaklar caddeler çocukların şen şakrak sesleri ile dolu olurdu. Okuldan gelen eve girmek istemez ve o mahalle aralarında saatlerce oyunlar oynarlardı.
Dostluğu, arkadaşlığı,paylaşmayı ve yardımlaşmayı ilk o oyunlarda öğrenirlerdi. Hatta empati yapıp kendilerini arkadaşlarının yerine koymazlar mıydı? Düşünmek, öğrenmek o zamanlar aslında ne kadar da güzeldi, o çocuklar için...
Sadece çocuklar için mi peki bu soruyu kendimize içtenlikle sormalıyız ve cevabını bir sonra ki yazımızda beraber ararız..
2 Aralık 2017 Cumartesi
Bir Kaç Satır Karalamaca...
Saklanmadım...
Ne gecenin karanlığına
Ne mevsimin sonbahar, kışına
&&&&&&&&&&&
Sakın arama...
Issız bir köşede,
Sakin bir yaşamda,
Ve çaresiz bi anda..
&&&&&&&&&&&&
Duy bak sesi...
Küçük bir çocuğun yüreği...
Kimsesiz ninenin serzenişi...
Senin kalbin tabi ki,
Aslında en önemlisi...
&&&&&&&&&&&&&
Yüreğim acıların avcısı olmuş
Tüm dertleri çeker olmuş
Her hali bir sitem bulmuş
Ama umut içinde hep olmuş...
&&&&&&&&&&&
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)